Alman menşeli bir firma olarak METRO Türkiye'de nasıl bir çalışma ortamı var?
Selin Deniz Şimşek
Selin Deniz Şimşek
İnsan Kaynakları Grup Müdürü , METRO Türkiye
Transkript

Metro’da çalışmaya karar verirken oluşan Alman algısı ve çalışmaya başladıktan sonra hissedilen şeyler olarak bunu iki safhaya ayıracağım. Dışarıdan baktığınızda Alman şirketi deyince herkesin içi rahat ediyor çünkü Alman deyince akla sağlamlık, sürdürülebilirlik, kurallar, netlik ve güven geliyor. Bunu yeni gelen arkadaşlarımızla Kubilay Bey’le birlikte konuşuyoruz, onlar da öyle düşünüyor. Ben de bir Alman firmasında işlerin nasıl döndüğünü, karar almanın hızlı mı yavaş mı olduğunu ve dijital bir şirket olup olmadığını düşünmüştüm. Burada globalin bize söylediği ve bizim ona göre yaptığımız bir çalışma ortamı yok. Biz yapacağımız işi globale söylüyoruz, onlar da onay veya fikir veriyor. Sorumluluk bize ait olduğu için çok fazla merkeziyetçi bir yönetim yok. Biz burada biraz daha kendi inisiyatiflerimizi yaratıp, son hedefe ulaşmada esnek ve yaratıcı davranıyoruz. Ama Almanlığın verdiği çok fazla süreç ve mağazada bununla ilgili çok fazla prosedür var. Belli bir ortamda operasyonu yönetirken prosedürün zaten olması gerekiyor. Sanırım güven, güçlülük ve sağlamlık da buradan geliyor çünkü herhangi bir durumda ne yapacağınızı bilmediğinizde prosedürler size yardımcı oluyor. Bu yüzden biz Metro Cash & Carry olarak bunu çok dengeli kullandığımızı düşünüyorum. Sistemler ve sağlam altyapı bizi körleştirmiyor, tam tersine hedeflerimizi ve kararlarımızı daha iyi görmemizi sağlıyor.