Günlük olarak yaptığımız scrum toplantılarına eğer müsaitsem katılıyorum. Bu toplantılarda, yazılım ekipleri ve analist arkadaşlarımızla birlikte; “Dün ne yaptık?”, “Yarın ne yapacağız?”, “Bugün ne yapmayı planlıyoruz?” gibi soruları soruyoruz, kısa geçiyor zaten. Özellikle, takıldıkları noktalar var mı, bunun için bizim yapabileceğimiz bir şey var mı diye soruyoruz özellikle ki önlerini açmaya çalışıyoruz. Alınması gereken kararlar, önümüzde ortaya çıkan riskler nelerdir diye ekip arkadaşlarımla birlikte değerlendiriyorum. Özellikle, gündemimizde yeni bir proje varsa bu projeyi ekiple birlikte detaylı bir şekilde inceliyoruz, planlıyoruz, risklerimizi belirliyoruz. Bu işi daha iyi nasıl yönetiriz, ona bakıyoruz. Özellikle, kullanmak istediğimiz bir proje yönetim metodolojisi varsa onu belirliyoruz. Ekibini belirliyoruz ve oldukça yoğun bir döneme adım atıyoruz. Pronet, çok hızlı büyüyen, dinamik bir firma olduğu için gelen projeleri de aynı dinamiklikte yönetmek gerekiyor. Dolayısıyla, bazen proje yönetim metotlarının dışına çıktığımız, daha günübirlik çözümler ürettiğimiz şeyler olabiliyor. Dolayısıyla da bunu ekiple sürekli olarak değerlendirmek durumundayız. Günün büyük bir çoğunluğu bu şekilde projelerin durumu ya da ilerideki yapılması gereken adımları planlamakla geçiyor.